Kayıtlar

Nisan, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Garip İhtiyar

Resim
Zamanın içinde bir garip ihtiyar Bir anlık pişmanlık ömür boyu ihmal  Yılların aldıkları bastonunda aşikar  Beli iki büklüm gözleri intizar. Duvarında deden kalma çiftesi Bazen bağırır bazen çıkmaz sesi Yanık müezzinin tiz güftesi Niçin ağlar bizim ihtiyar. Ne yüzü güldü ne de oldu bahtiyar Babasını astılar oğlu etti intihar Dışarda kara kış paltosunda kar Nereye kaçar bizim ihtiyar. Caminin yolunu gözler durur Ezan okununca namaza durur Bazen ne yaptığını unutur Nasıl yaşar bizim ihtiyar. İki besmeleyi bir hatim sayar Varacağı yer bir çift mezar Ne çoluk çocuk ne hanım etti nazar Garip geldi, garip gider bizim ihtiyar. İbrahim Enes / Karaman 30.05.2023

Rüyakız

Resim
  bilirsiniz rüyalar biraz şeydir; gerçekçi yine bilirsiniz gerçekler de biraz şeydir; hayalci bir gün rüyamda hokusladım pokusladım devlere armağan edilen uzaysuyunu içtim uzaykızlarının elinden gerçek miydi hayal mi yoksa karışık bir gerçekhayal mi? uçtum sonra dev vücudumla perikızının periden evine okşadı perikız pencereden başımı dev pelerinimden tutunca birden az uçtuk uz uçtuk dere tepe düz uçtuk sonra birlikte uyandık ikinci rüyamın üçüncü gerçeğinde zafir uyaralp görsel: resplash *her hakkı mahfuzdur.

Kelime Sanatçısı

Resim
  Ahir zaman içinde Dünya öyle bozulmuş ki Artık ne pireler berber Ne de develer tellalmış Ne çocuklar sallarmış Annelerin beşiğini tıngır mıngır Ne de anneler anlatırmış masal Amma bir hakikat varmış ki Hala bütün masallar Var olmayan zamanda Ve var olmayan mekânda geçermiş Rivayet o ki: Bir gün bir kelime sanatçısı varmış Her gelen ya eliyle ya diliyle Kelimeler getirirmiş sanatçıya Sanatçı bu ya mahirmiş sanatında Her bir kelimeyi Önce yıkarmış güzelce Sonra silermiş temiz bir bezle Kurumaları için uzunca bir ipe dizermiş Kelimelerle renkli ve güzel cümleler kurarmış Gel zaman git zaman Bir koleksiyoncu uğramış Ne kadar cümlen varsa doldur demiş şu çiçekli çuvala Ne yapacaksın bu kadar cümleyi demesin mi sanatçı Kocamam bir dünya kuracağım diye yanıtlamış koleksiyoncu İçinde kelimeler dans edecek E harfinden araba yapacağım D harfinden sardunya A harfinden ise bir salıncak Süsleyeceğim dünyayı en güzel kelimelerle ve cümleler

Soru Sormanın Keyfiyeti Üzerine Bir Deneme

Resim
  Hayatta devamlı kendi kendimize sorular sorarız. Etrafımızdaki insanlardan cevabını alamadığımız sorular bizi düşündürür. Niçin Güleriz? Niçin üzülünce gözümüz yaşarır? Kırk haramiler neden kırk kişidir? Amasya'daki selfie çeken şehzade heykeli niçin var? Gibi binlerce mantıklı mantıksız sual gelir aklımıza. Küçücük çocuktan tutun en ihtiyarına kadar herkesin cevabı aradığı sorular vardır. Bazı soruların cevabını hemen bazı soruların cevabını ise yaşadığımız müddetçe almak isteriz yahut alacağımızı zannederiz. En büyük yanılsamalardan birisi ise sorduğumuz suallerin karşılığında söylenen safsatayı cevap zannetmemizdir. Sadece kendimize sormaya cesaret edebileceğimiz sorular olduğu gibi sadece kendimizin cevabını bildiği sorular da vardır. Yaşamak bir anlamda soruya muhatap olmak demektir. Mesela dünyaya niçin geldiğini soran birisi doğru cevabı aldığında hayatının anlamını kavramaya yaklaşır ve bu anlamla hayatını anlamlandırır. Sorduğumuz sorular ve onlara aldığımız cevaplar ha

Nazif Amca

Resim
  Güzel ahlakından dolayı hürmet gören bir ihtiyardı Nazif amca, Oğluyla beraber kayığına binerek balık avlamaya çıkardı. Kimi zaman ufukta baharın gönlüne gömülen güneşi seyrederek yol alırdı kimi zaman ise gittikçe şiddetlenen dalgalarla boğuşarak. Babasının balık tutarken gösterdiği azim, delikanlıyı hayran bırakırdı. Nasıl olurda babası her gün sabah erkenden kalkıp işe koyulabiliyordu anlayamıyordu. Belki de babası Nazif amcayı harekete geçiren şey balık tutmak değil doğayı seyretmekti. Doğayı seyretmek dediysek öyle boş boş suya ve yeşilliklere bakmak değil kastettiğimiz. Nazif amcaya göre doğayı seyretmek aynı zamanda doğayı tefekkür etmek demekti. Kuğuların yavrularıyla semanın ışıması altında yüzmesinden, sahili kucaklayan yeşilliklerin ve   yüksek ağaçların kanat çırpışlarına kadar her güzelliği tefekkür ederdi. İbretle bakardı yeryüzüne. Suyun sesi, kulağını doğanın tabi güzelliği ise gözünü ve kalbini ferahlatırdı. ‘’Ne güzel günbatımı’’ derdi ufukta kaybolan güneşe bakarke