FEVKALADE SIHHAT ÇAĞI
İhtiyarların, acuzelerin, zayıf ve güçten düşen miskinlerin olmadığı devr-i şebabet denilen bir çağ vardı. Bu devrin genç erkekleri abraş yüzlü, soluk benizli ve uzun saçlıydı. Genç kızları ise yine abraş yüzlü, esmer tenli ve kısa saçlıydı. İçlerinde münferit takılanlar çoğunlukta olmakla beraber cemaat halinde dolaşanlar da bir hayli vardı. Hepsinin ortak özelliği dünyaya mütehassis bir gözle bakmalarıydı. Yemek yiyişleri, yürüyüşleri, birbirlerine bakışları, bütün umumi ve hususi tavırları duyguluydu. Sanki insanlığın yüzyıllardır yaşadığı bütün travmaları, sevinçleri, duygusal halleri bir kalıpta dondurmuşlar ve suratlarına maske olarak takmışlardı. Buna rağmen, binlerce mısraların arasından seçilmiş bercesteler gibi hepsi seçkin ve güzeldi. Beyhude işerin terkedildiği, beynelmilel hadiselerin azaldığı bir çağdı bu. Her kıta, her bölge kendi değer ve kültürlerini ötekine dayatmak yerine kültürel tekamüllerini zirveye taşımanın derdindeydi. Dünyadan yükselen canhıraş çığlıklar sus