Kayıtlar

Ocak, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cam Gözlü Pelüş Ayı Koleksiyoncusu

Resim
    Sanki yavaş yavaş yavaş ağzıma kadar çıkan, sonra beni boğuveren bir su gibi nefes almamı engelleyen bir şey var içimde. Hiç uyuyamadım. Geceyi senin yastığına dayanarak geçirdim. Bunu söylemeyi çok isterdim ama atardamarımdan akan kanın hararetinden başka hiçbir ses yok. Sabah oldu. Gün beyaz adımlarla ilerledi. Pencereyi açtım. Her tarafı mavi bir sis kaplamış, orman şafağın ışıkları ile parıldıyordu. Sanki her tarafa gül yaprakları serpilmiş gibiydi. Çürümüş gül yaprakları.. Bu sabah, yani bekleyişlerimin doğduğu ilk ve son sabah, aşağıya indim. Bütün pencereleri, bütün kapıları açtım gelirsin diye. Hangi saatte, ne zaman geleceğinden bihaberdim. Ancak içimde geleceğine dair bir ümit vardı. Belki aniden gelip beni korkutacaktın. Belki de çok yavaş gelip beni yine korkutacaktın. Ama gelecektin. Uzaklardan bir tren sesi geçiyordu.  Uzun müddet bekledim. Gürültüsü kayboldu gitti. Bekledim bekledim bekledim. Saatler geçti, biraz daha kuvvetim varken keşke gelseydin. Bir başka tren s

Kaybedilmiş Bir Şiire Ağıt

Resim
  gözyaşlarımın içinde kaybettim seni sonsuzluğun ve umutların arasında bir ölünün ruhunu kaybettiği gibi sevdanın ve korkunun arasında   güneşin doğuşundan umutluyken akşamları yalnızlıkla yıkıldım bir yolculukta kaybettim seni bir ölünün ruhunu kaybettiği gibi   şimdi ise yalnızlığın sessizliğinde bir kalem tutar, bir defter dağılan düşüncelerim ve yazar; ben ne zaman seni kaybettim kendimi kaybettim Zafir Uyaralp         Esenler / İstanbul 16.01.23 *Bütün hakkı mahfuzdur.

Ölüm İki Kişiliktir

Resim
  İlaç kokularıyla ruha bir ölüm soğukluğu veren koridorlardan geçerek odaya girdim. Hasta perdesini titreye titreye kaldırdım. Bütün ziyaretim müddetince tahammülsüz dertler, her gün başka bir ölüm titremesi dalgalanan hasta havalar içinde yaşamış sevgilimi hayattan nasibini almış ve varlığından şüphe edilir bir halde pek zayıf bulmuştum. İki aylık ayrılığın ardından birikmiş bütün samimiyetlerle kucaklaştık. Onu kollarım arasına düşmüş bir yığın kemik zannettim. Ebediyete bakar gibi üzüntüyle uzun uzun bana baktı. Henüz yirmi yaşında gençliğinin ateşini dizginleyememekten dolayı kalbiyle mücadele halindeydi. Birbirimizin ellerini sıkarken sarı, ölü ellerinin içine terk edilmiş bu sıcak ellerimden bir tesellinin hoş sesini duyuyor gibiydi. Sonra bir kalp ferahlığı bularak elimi salıvermişti. - ‘’Seni’’ Dedim. ‘’Bu kadar iyi bulacağımı hiç düşünmezdim.’’ Kuru, acı bir tebessümle cevap verdi: -‘’Öyle zannederdim’’ dedi ve güldü. Bakışlarında, hareketlerinde, ölümünün yaklaştığı