Üç Arkadaş
Üç arkadaşım var benim zifiri karanlık olan zatı muhterem, her gece gelerek yanıma, kazaya kalmış uykularımın hesabını soruyor. her gece geliyor yanı başıma kalender bir çicek. Ve kopararak ışığını aydan, yakamoz kıvılcımlar saçarak, Yüzüme kara bir leke çalıyor. Ki ben, lekelere alışkınım. Ekzoza, bacaya, tütüne. Çünkü Bodur çalılar, çiçekli dağlarda İğreti çirkin yumaklar gibi sararak bedeni, katrandan çocuklar peydahlayarak, koynuma zehirli bir sarmaşık sokuyor. Acıyor her yanım ve kesiliyor nefes, ince bir bıçakla ense kökümden. Ortada sukuta muhtaç bir ses kalıyor. Sonra haykırış ve koma İkinci arkadaş; zemheri soğuk. Komada geçen sancılı günler bittiğinde, katrandan bir çocuk yanaşır yanıma. Ve durmandan tekerler kelimeleri; koştu aslan tuttu geyik, kaçtı ceylan düştü delik, attı avcı vurdu ferik, öldü tavşan on beş delik. Tekerleme bittiğinde kelimeler sağa sola yalpalar. Titrer çocuk, ağzından irin sular akıtarak. Bir oyuna doymadan di