Makyavel vs Antimakyavel; "De Principatibus"a Mukayeseli bakış

 Hükümdar, 16 yüzyılda Rönesans dönemi düşünürlerinden Niccolo Machiavelli tarafından yazılmış en önemli politik felsefe kitaplarından birisidir. Babası avukat olan Machiavelli hukuk, felsefe, siyaset ve dil üzerine eğitimler almış 15-16yy İtalya Floransa’sının siyasette aktif rol oynayan düşünürlerindendir. Hükümdarda yansıttığı siyasi düşünceler günümüzde de güncelliğini korumaktadır. 

Niccolò Machiavelli


Machiavelli, hükümdar adlı kitabı site devleti Floransa’da iktidarda etkili banker ailesi olan Mediciler için yazmış olup Lorenzo de Medici’ye sunmuştur. Floransanın Fransızlar tarafından işgali ve Medicilerin düşmesiyle kısa bir süre teokrasiyle yönetilen Floransa’da onlar meclisi adı verilen bir kurul tekrar demokrasik düzene geçti. Machiavelli ise bu meclisin sekreteriydi. İspanyolların Floransayı işgali ve tekrar Medicilerin yönetime gelmesiyle Machiavelli Medicilere komplo tertip ettiği gerekçesiyle bir müddet hapis yattı ve siyasetten çekilerek Hükümdar adlı kitabını yazdı ve Medicilerle arasındaki ilişkileri düzeltti. Medicilerin ikinci kez iktidardan düşmesiyle işsiz kaldı.



 Hükümdar kitabı savaşın, iktidar mücadelesinin, yoksulluk ve kaosun hakim olduğu böyle bir ortamda birliği ve düzeni yenden sağlamak amacıyla yazılmış ve bu doğrultuda makyavelist felsefeyi doğurmuştur. Makyavellinin ilk ve en büyük amacı İtalyan birliğinin sağlanmasıydı. Machiavelli, ülkelerin kurtuluşunun güce dayanan ulusal devlette olduğuna inanan, ulusal devlet ya da ulus-devlet düşüncesinin ilk temsilcisidir. Machiavelli insan tabiatı, mizacı ve zaafları üzerinde de araştırmalar yapmıştır. Hükümdarda insanların (avam) davranış, düşünce, zaaf ve tabiatlerine atıfta bulunarak yöneticiye nasihat vermektedir. Kitabına hükümdarlık çeşitlerini açıklamakla başlayan Makhiavelli askeri birliklerden, hükümdarın vasıflarından, dinin ve ruhbanlığın durumundan ve ülke yönetiminde başvurulacak stratejilere değinmektedir. Makhiavelli’ye göre hükümdar acımasız değil merhametli olarak anılması gerekir bunun için de kötülükleri bir anda hissettirmeden, iyilikleri ise yavaş yavaş hissettirerek yapmalıdır. Hükümdar kendisine gösterilen korku ve sevgi arasında itidali korumalıdır. Büyük Frederik de insanın çok geçmeden korkmaktan bıkacağını ancak kendilerine gösterilen merhameti sevmekten bıkmayacaklarını dile getirir. 



Makhiavelli’ye göre hükümdar tilki gibi kurnaz olmalıdır ancak tilki mizacını iyi maskelemesi gerekir çünkü insanlar basiretsizdir ve anlık ihtiyaçlarına öylesine itaat ederler ki aldatan kişi her zaman aldatacak birsini bulur. Büyük Frederik ise Makhiavelli’nin bu görüşüne karşı olarak Antimakyavel’inde Hükümdarın hile ve kurnazlığı bilmesi gerektiğini ancak bunun başkalarına hile yapmak için değil başkaları tarafından kandırılmamak için olması gerektiğini söylemektedir. Makhiavelli’ye göre hükümdar gerektiği durumlarda ahlakdışı yollara başvurmalıdır ancak bunu iyi gizlemelidir çünkü ‘’insanlar bir bütün olarak ellerinden ziyade gözleriyle yargılar herkese görmek fırsatı verilmiştir, oysa pek azına feraset bahşedilmişitir. Herkes senin nasıl gözüktüğünü bilir fakat pek azı senin aslında ne olduğunu hisseder bu azınlık.. çoğunluğun fikrine muhalefet etmeye cüret edemez’’ Böylece hükümdar, faydasına olan işlerde halkı aldatabilmektedir. Machiavelli insanların tabiatının değişken olduğu ve onları bir konuda ikna etmenin kolay olduğunu ancak sürekliliği sağlamanın zor olduğunu belirterek hükümdarın insanları ikna edemediği zaman onları (aldatma ile de olsa) zorla inandırabilmesi gerektiğini söyler. 



Makhiavelli Hükümdar’da kiliseye karşıdır ve laik bir devleti savunur ancak dinin bütünleştirici vasfının kullanılması gerektiğini ifade eder. Hükümdarın dindar olsun veya olmasın son derece dindar görünmesini gerektiğini vurgular. Hükümdar zaman zaman dini ahlakın dışına çıkmalıdır ve gerektiğinde dini devlete alet etmelidir. Amaçlarını gizlemek için din kisvesini kullanabilir. Yaptığı fiilleri sözleriyle örtbas edip insanları kandırabilir. Makyavelin bu görüşüne örnek olarak Büyük Frederik, Aragonlu Ferdinand’ın din kisvesini kullandığı, adaletten başka bir şeyden bahsetmediğini halde adaletsizlikten başka bir şey dağıtmadığını söyleyerek Machiavelli’yi eleştirir. Machiavelliye göre Hükümdar kendini, hükümdar seçilinceye kadar cömert, seçildikten sonra cimri tanınmaktan çekinmemelidir. Çünkü cömertliğin sonu yoksulluk ve itibarsızlıktır. Makyavelli Hükümdar’da kısaca asıl amacın araç olduğu ve araca ulaşmak için hüküdarın iyi yada kötü bir vasıfla vasıflanmasının pekte mühim olmadığını belirtir. Machiavelli, hükümdarın bir yeri işgal ettiğinde, insanlar ya elde edilmeli yada onların kökünün kazınması gerektiğini söyler ve buna örnek olarak Türkleri gösterir. Türkler evin kullarıdır ve padişaha bağlıdır bundan dolayı onları ayartmak zordur burada iç karışık yerine kendi gücüne güvenmelidir, eğer Türkler yenilir ve bozguna uğratılırsa halk üzerinde sözü geçen hükümdar soyunu ortadan kaldırdıktan sonra korkulacak bir şeyin kalmadığını söyler. İtalya’daki paralı askerlerin çokluğu hilafına Hükümdar’da milli, sağlam ve düzenli bir ordunun iç ve dış asayiş için önemini vurgulamaktadır. Machiavelli’ye göre paralı asker hem masraflı hem de faydasızdır. (ülke için değil para için savaşır) Milli Asker ise disiplinli olmalı savaş durumunda para için değil vefa ve vatan sevgisiyle bütün sadakatini ortaya koyarak savaşmalıdır. Bir hükümdarın her şeyden önce gücü elinde tutmasını bilmesi gerektiğini ifade eder ve farklı bir ülkeye (adetleri vs.) giren hükümdar, kendisini zayıf komşularının hamisi ve lideri yapmalı ve güçlüleri zayıflatıp kendisi kadar güçlü olanların ülkeye girmesini engellemelidir. Machiavelli’ye göre her insan özünde kötü olduğu için Hükümdar vezirlerine, danışmanlarına asla güvenmemeli fakat bunu belli de etmemelidir. Hükümdar daima yanına ehil ve sadık kişiler bulundurmalıdır fakat dalkavukluğu önlemeli ve gerçeği duymaktan rahatsız olmadığını belli etmeli ancak gerçeği yüzüne açıkça söylemelerini engellemelidir. Hükümdarın saygınlığı çok önemlidir. Kısaca ‘Hükümdar’ ahlakdışı olduğunu kabul etmekle birlikte amaca giden her aracın kullanılmasının mübah sayıldığı ve hükümdarın Monarşiye dayalı gücünü ayakta tutacak meşru veya gayri meşru her şeye başvurabileceğini bunları yaparken nelere dikkat etmesi gerektiğini salık veren günümüzde hala büyük bir öneme sahip olan, güncelliğini koruyan önemli bir siyaset felsefisi kitabıdır. Eser siyaset biliminin temelini oluşturmuş ve politika felsefesinde önemli bir yer edinmiştir. Döneminin şartları göz önünde bulundurulduğunda Machiavelli’nin felsefesinin etik ol(an)mayan, realist ve pragmatist aynı zamanda kendi dönemi için birleştirici bir özelliğinin olduğunu söyleyebiliriz.


İlave;
Dünyada bir çok Hükümdarın okuyup faydalandığı bu eser Siyasetnamelere ilgili olan Osmanlı Padişahları'nın da okuduğu kitaplar arasındadır. Özellikle Dördüncü Murad Han’ın bu eseri tercüme ettirdiği ve büyük bir ilgiyle okuduğu anlatılır. Aynı şekilde Makyavelli de Osmanlı hükümdarlardan etkilemiştir özellikle Fatih Sultan Mehmet Han' ı ideal hükümdar tipi olarak gördüğü ifade edilmektedir. Fatih Sultan Mehmet Han nasıl Ankara savaşında dağılan devleti (tam anlamıyla) toparladı ve Anadolu'daki birliği sağladıysa İtalyan birliğinin bu ideal hükümdar tipi ile sağlanabileceğini düşünmektedir. 



Yine Kavalı Mehmet Ali Paşa'nın bu eser için tercümanına “Makyavel’den çevirdiğin bütün parçaları okudum. İlk on sayfada yeni olan pek fazla bir şey göremedim, fakat gelişeceğini ümit ediyordum. Bir sonraki on sayfa daha iyi değildi. Sonuncusu ise bütünüyle alelâde. Machiavelli’den öğrenecek fazla bir şeyim olmadığını görüyorum; (siyasî) hileye dair onun bildiklerinden daha fazla malumat sahibiyim. Onu tercüme etmene artık gerek yok.” demiştir.
*Bu eserin en iyi tercümesi inceleyebildiğim kadarıyla dergah yayınlarından çıkan tercümedir. Tavsiye ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜELLO

"-et"

Berceste Kitaplar