Yok Olası Bir Yazı

 (Yok) (Olası) Bir Yazı



Ben anlatmak istediklerime ve asla anlatmayacaklarıma karar veremiyorum. Kelimeler kafamda düğümleniyor. Onları hizaya çekecek toparlayacak ve anlamdıracak olmayı nasıl başaracağım? Herhangi bir gerçekten mi başlamalıyım yoksa herhangi bir hayalden mi? Bütün yaşadıklarımın hayatımda yeri var mı? Olan biten bunca şeyden sonra yaşadım demeli miyim? Hangi senaryonun içinde bilmem hangi yapmacık ve iğreti haller sergiledim. Beynim benim beyin benim. Aforizma biriktiriyorum kafamda bir süredir... Yeniçerileri düşünüyorum. Son sahih Bektaşileri düşünüyorum. Yeniçerilerle beraber Bektaşileri düşünüyorum. Hacı Bektaşi Veli'nin(ra.) manevi sekir halinde dolaşan üç beş dervişi geçiyor hayalimde külahlarıyla. Son sefaraddan yazan savaşlar canlanıyor beynimde. Westworld'un bilmem kaçıncı bölümü aklıma geliyor. Az önceki yeniçerileri hangi ara unuttum? Atlarıyla resmi geçit yapıyorlardı. Yeniçeriler ata binmez onlar yaya idi diyeceksiniz. Hayal değil mi ata binen attan iner attan inen ata biner. Herkesin her gün büründüğü rollere ben de bürünüyorum ama herkes gibi değil. Şapka devrimi muhaliflerine bakıyorum. Şapka giymedikeri için ölüm sırası bekliyorlar. Ölmeyi beklediklerini söyleyemem ama Hayata ölümle gitmek için bekleştiklerini söyleyebilirim. Her gün biraz okuyorum biraz izliyorum çok az düşünüyorum. İzlediklerimde okuduklarımı, okuduklarım da izledikerimi arıyorum. İz sürüyorum bir başka izle birleştirmek ve iki yada daha fazla kaynaktan topladığım bilgileri ilişkilendirip bir bütün ortaya koymak için. İki şehrin hikayesinde Fransız devriminin vahşi havasının dışında kayda değer bir şey bulamadım. Huckleberry Finn'in Maceraları bayağıydı. Oyuncak hikayesi çok bozdu. Tavuklar Firarda güzeldi. Zihnimde canlanan kelimeler can çekişiyor. Zihnim, canlanan kelimelerin can çekiştiği bir mahzen. Az zaman sonra derin bir birleşme ile iki kelime yanyana gelebiliyor. 



Konuşmalarda mantık hatası arıyorum. Herkes gibi ülkemiz hakkında konuşan üç beş ihtiyarı izliyorum. Eğlence programına dönmüş politika haberlerini izliyorum. Bir siyasi, bir sosyal medya fenomeni ile sıradan, avamî bir video hazırlayarak transpolitikanın en açık örneğini veriyor. Bu ve buna benzer şeylerin Baudrillard'ın bahsettiği siyasetle oyunun içiçe geçtiği evreye geçtimizin bir göstergesi olarak görüyorum. Sahne ortadan kalkıyor ve her şey sanal olan da yok olup gidiyor. Tıpkı bu yazdıklarımın da sanal olanda yok olup gideceği gibi...

Yorumlar

  1. Düşündürücü ve keyifli bir yazı. Rutin olarak yaşadığımız zihin karmaşası, satırlara dökülmüş. Ve bazen yeniçerileri düşünürken, birden Westworld'e geçecek vaziyette olmamız zihin hüneri midir, bunalım mıdır, tartışılır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki zihin hünerini bazen bazı bunalımların sonucunda ortaya çıkarıyordur.

      Sil
  2. Çünkü yazılan her şey yok olmakta olandır —onları yazmanın tek gereği de budur. İnsanın kendi gölgesinin önüne geçmesi gibi.
    Jean Baudrillard Cool Anılar 1-2 (1980-1990) s,250.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜELLO

"-et"

Berceste Kitaplar