Paradoks ve Aforizma Üzerine Bir Deneme

 



Paradoksal olanın cazibesine kapılıyoruz. Sözün iki ucunun ayrılışı ya da birleşmeyişi tesir ediyor. Aforizmalar da aynı şekilde bir içinden çıkamadığımız bir dairenin içindeymişiz izlenimi veriyor. Özlülük, çarpıcılık ve aykırılık arasındaki gerginlik bunlar karşında bir titremeye neden oluyor. Cümlenin aforganizması¹: Bazıları çok kapalı "Gerçeğe bir son veren şey gerçekten daha gerçek gibi görünen şeydir." Bazıları çok açıklayıcı "Hz. Ali mutlaka haklı idi Hz. Muaviye ise haksız değildi." Bazıları çok bayağı "Ufalanıp dökülen ufalanıp dökülür, ama yok edilemez." Bazıları çok felsefi "Her şeyi vaad etmek hiçbir şeyi vaat etmemek demektir." "Şey" ortak belirsizlik mefhumu olduğunda 'her' ve 'hiç' arasında kurulan cümle mıknatıs etkisi yapıyor; önce çekip sonra itiyor. Olumlunun olumsuzlanması yada olumsuzun olumlumlulanması. Olumlunun daha fazla olumlulanması yada olumsuzun daha fazla olumsuzlanması da aynı şekilde paradoks veya aforizma oluşturuyor. Baudrillardvari bir aforizma oluşturacak olursak; her şey bir aforizmaya dönüştüğünde artık hiçbir şey aforizmik değildir, diyebiliriz. Aforizma da yok olup gitmek. Şeyin aforizmaya dönüşerek ortadan kalkmasıyla aforizmanın kendisininde yok olması. Paradokslar, aforizmalar açıklanmadıkça anlaşılması güçleşiyor. Ama anlaşılır oluncaya kadar açıklandığında ise aforizma ve paradoks olma özelliğini kaybediyor. O zaman hem anlam bakımından hem de şekil bakımından bir ikilemle karşı karşıya kalıyoruz. Olması muhtemel önermelerin dışına çıkmanın kaçınılmaz olduğu bir yapı. Kelimeler zıt ve eş anlamlı olmakla bu ortaklığa dahil oluyorlar. Bunun sonucunda sanki cümleler devrilmişte kelimelerin altında kalmışız gibi bir hisse kapılıyoruz. Devrik cümle, cümlenin aforizmalılığını daha toplu tutuyor. Siyah ve beyaz, görüntü de neyse cümle içinde de o oluyor; yani bir renk olarak siyah ve beyaz arkasındaki zıtlık bir kelime olarak siyah ve beyaz arasındaki zıtlığa benziyor. Siyah ve beyaz rengin, görünüşü ikiye bölmesi gibi "siyah, beyazın alaya alınmasıdır" cümlesideki iki zıt kelimede zihinsel toplu bakışı ikiye bölüyor. Son cümle Zimbabwe başkanı Robert Mugabe'ye söylense yine şu cevabı verirdi muhtemelen; "Ama umurumda değil! Siyah kıçımı silmek için hala beyaz tuvalet kağıdı kullandığım sürece mutluyum."

Zıt anlamların bizi çekmesi başlı başına bir paradoks olsa gerek. Aslında estetik boyutun da dahil olduğu çıkarılabilir. Kelimelerin dizilişindeki estetik. Hangi kelimenin karşıtı olarak hangi kelimenin kullanılacağı ve bunların farklı hisler vermesi bu diyalektiği sağlıyor. Kelimelerin cümle olup sonra tekrar kelimeye dönüşmesine benziyor. Sanki kelimeler cümle içinde seksek oynuyor. İkilemeler ikilemlere ayrı bir iklim veriyor. "Yeniyi söylemelisin ve yine de hep eskiyi. Hep yalnızca eskiyi söylemelisin - ama yine de yeni bir şey!" cümlesini tekerlemeden ayıran içinde barınan derin anlam olsa gerek. Tek bir anlamı vardır -ki bu yazarının zihnindeki anlamdır- birden çok anlamı vardır -ki okuyanların çıkardığı anlamlardır. Bu cümlede durup düşünmeyi sağlayan ne zıt anlamlı kelimelerin birarada kullanılışı ne ikilemeler. Bunu sağlayan bunların hepsinin bir aradalığı ve bu bir aradalıktaki tenasüp. "Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü Kar değil gökyüzünde yağan beyaz ölümdü" Beyaz ve karanlık arasındaki zıtlıktaki yoğunluk, beyaz ve ölüm arasında iyice kızışıyor. Yada "Ardında bir beşik bırakır Her giden tabut" mısrası beşiğin doğuma tabutun ölüme benzetilmesi ile ölenlerin yani doğmuş olanların öleceğini ama onların ardından doğacak olanları bırakarak gideceklerini anlatır. Ölmek için en büyük sebep doğmuş olmaktır. Doğum ve ölüm en büyük zıtlıkların başında gelir. Bu ise direkt dünyada var olmak ve yok olmakla ilgilidir. Ontolojiyi, metafiziği ve varlık alanını ilgilendiren tüm ilimleri düşünmemizi sağlar. Zıtlıklar arasındaki mesafe arttıkça paradoksun gücü artar. Bu güç hafif başımızı döndürür ve sözün enerjisini açığa çıkarır. Tam ayıklığa geçiş böylece mümkün olur.

06.04.21 Meram / Konya

Ömer Talha

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜELLO

"-et"

Berceste Kitaplar