Romalı İki Savaşçının Kalkanı Değil
Romalı iki savaşçının kalkanı değil
güneşin ışınlarını aya yansıtan
Semerkanttaki iki dilencinin tası değil
Harap sebilden köpeğin su içtiği
Uzun ve kalın botlara bak
Bayağı askerlerin giydiği
Gök yıldızının kara pürüzlü yüzeyi
Ey sıcak vuruşların enli erleri
yüzünüzü buruşturan ekşi erikler değil
sıcak vuruşların, vuruluşların
nereden geldiği belli olmayan kurşunla ölmek
Faili meçhul cinayete gitmek gibi
Hepimiz kurşun atıyoruz
Ama hangileri düşman safına düşüyor
Hepimiz düşmana kurşun atıyoruz
Ama hangileri safralarını deşiyor
Hepimiz hain düşmana kurşun atıyoruz
Hangimiz hıyanetlerinin ortağı değil
Taze ölümlerin açtığı baharı
Çürümüş bedenlerin kapattığı kar
Rahat bir nefes almanızı sağlıyor
Birileri açarken toprağın bağrında
Ötekiler saklanıyor öteden beri
beton toprakların tahtında
Romalı iki savaşçının kalkanı değil
Güneş ışınlarını aya yansıtan
Senin parlayan bedenindir kardeşim
Vur ki gök kubenin yıldızları yere dökülsün
Vur ki deniz yıldızları karaya vursun
Senin parlayan bedenin kardeşim
Yine yeniden nizamın vücut bulacağı bedendir
Semerkand dilencileri taslarını topladı
Romalı askerler ise kalkanlarını yaktı
Toplanan ve yakılan senin
Ötekilerin saklandığı senin
Sesindeki gürlük ve hırçınlık ile
yeniden ve yeniden...
Yazan : Ömer Talha
Meram / Konya
Yorumlar
Yorum Gönder